MENÜ

KAPAT

İlgi Alanları

Koroner Arter

Hastalıkları Tedavisi

Koroner arter hastalığı kalbi besleyen koroner damarların ateroskleroz (damar sertliği) sonucu daralması, tıkanması ve buna bağlı olarak da kalp adalesinin hasar görmesi sonucu oluşan hastalıktır.

Kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler gelişmiş ülkelerde tüm ölümlerin yarısını oluşturmaktadır. Kalp hastalarının da %75’i aterosklerotik (damar sertliği) koroner arter hastalıklarıdır. ABD’de her sene 600 bin kişi, yarısı ani olmak üzere koroner kalp hastalığından dolayı yaşamını yitirmektedir. Erkeklerde kadınlardan dört kat daha fazla görülmektedir. Menopoz sonrası kadınlarda risk artmaktadır. Koroner arter hastalığına erkeklerde 50-60 yaşlarında, kadınlarda ise 60-70 yaşlarında daha sık rastlanır.

Koroner Damarlar Nelerdir?

Kalp de tıpkı diğer organlarda olduğu gibi hücrelerden oluşur ve oksijenlenmesi / kanlanması gerekir. Her ne kadar kalbin her dört odacığı kanla dolu olsa da kalp beslenmesini kendi içindeki kanla değil; aort damarından ayrılan sağ ve sol kalp atardamarlarından (koroner arterler) beslenir.

Başlangıçta 2 ana dal halindedir:
Sağ koroner arter (right coronary artery veya kısaca RCA) ve sol ana koroner arter (LMA). Sol ana koroner arter ise kısa bir bölüm sonrasında 2 ye ayrılır:
1. Sol ön inen arter (left anterior descending veya kısaca LAD),
2. Sirkumfleks arter (circumflex artery veya kısaca Cx).

Dolayısıyla, kalbi 2’si solda, biri sağda olmak üzere 3 atardamar besler.
Sağ koroner arter kalbin arka yüzünü ve sağ ventrikülü kanlandırır. Kendisinden; akut marjin, sol ventrikül, sinüs düğümü arteri gibi dallar çıkarlar. Bazen posterior descending dalını da verir.

Cx arter ise atrium (kulakçık) ve ventriküllerin (karıncık) arasından dolanıp kalbin arkasına yönlenerek kalbin yan ve arkasını kanlandırırlar. Kendisinden çıkan yan dallara obtus marginal adı verilir. Bazen posterior descending dalını da verir.

LAD ise kalbin ön yüzünde yukarıdan aşağıya doğru uzanır. Kalbin ön yüzünü kanlandırır. Kendisinden çıkan dallar diagonal ve septal dallar olarak adlandırılır. Kalp kasının en büyük bölümünü sulayan damardır, dolayısıyla kalbin en önemli damarıdır. Bu damara bağlı miyokart infarktüslerinde kalp kası hasarı daha büyük olur.

Sağ koroner arter, sağ kulakçık ve karıncığı ve iki karıncık arası bölmenin arka kısmını besler.

Sirkumfleks arter, sol kulakçığı, sol karıncığın yan ve arka kısımlarını kanlandırır.

Sol ön inen arter ise sol karıncığın ön yüzünü ve iki karıncık arası bölmenin ön kısmını besler.

Bu damarlar tıkandığı zaman (miyokart infarktüsü veya kalp krizi) kanlandırdıkları kalp bölgelerinde harabiyet ve buna bağlı kasılma bozuklukları oluşur.

Kalbi besleyen bu damarların açık kalması son derece önemlidir. Ateroskleroz (damar sertliği) dediğimiz hastalıkta bu damarlarda plak dediğimiz yapılar oluşur ve bunlar zamanla ilerleyip kireçlenerek darlık ve tıkanıklıklara yol açıp kalp kasının beslenmesinin bozulmasına ve dolayısıyla ciddi problemlere neden olabilirler.

Koroner Arter Hastalığı Nedir?

Koroner arter hastalığı kalbi besleyen koroner damarların ateroskleroz (damar sertliği) sonucu daralması, tıkanması ve buna bağlı olarak da kalp adalesinin hasar görmesi sonucu oluşan hastalıktır.

Kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler gelişmiş ülkelerde tüm ölümlerin yarısını oluşturmaktadır. Kalp hastalarının da %75’i aterosklerotik (damar sertliği) koroner arter hastalıklarıdır. ABD’de her sene 600 bin kişi, yarısı ani olmak üzere koroner kalp hastalığından dolayı yaşamını yitirmektedir. Erkeklerde kadınlardan dört kat daha fazla görülmektedir. Menopoz sonrası kadınlarda risk artmaktadır. Koroner arter hastalığına erkeklerde 50-60 yaşlarında, kadınlarda ise 60-70 yaşlarında daha sık rastlanır.

Kimlerin Koroner Arter Hastalığına Yakalanma Olasılıkları Daha Fazladır?

Değiştirilemeyen risk faktörleri
1. Erkek olmak: Erkeklerde hastalık kadınlara göre daha erken yaşlarda ve daha sık görülür. Ancak 70 yaş sonrasında bu oranlar eşitlenir.
2. İleri yaş: Yaş ilerledikçe özellikle 65 yaşından sonra koroner arter hastalığı riski de artar. Ancak risk faktörlerinin çokluğu hastalığı daha erken yaşlara çeker.
3. Aile öyküsü: Ailede koroner arter hastalığı öyküsü varsa ve özellikle de ailede 50 yaşından önce bu hastalığa yakalanmış kimseler varsa koroner arter hastalığı riski yükselir.

Değiştirilebilir risk faktörleri
1. Sigara kullanımı
2. Kolesterol ve trigliserid yüksekliği
3. Tansiyon yüksekliği
4. Kontrolsüz diyabet (şeker hastalığı)
5. Hareketsiz yaşantı (egzersiz yapmama)
6. Kilo fazlalığı (VKİ>25 kg/m2)
7. Stres
8. Sağlıksız beslenme

Ateroskleroz sonucu damar tıkanması

Ateroskleroz Dışında Koroner Arter Hastalığına Yol Açan Nedenler Nelerdir?

1. Uyku apnesi
2. Yüksek hassasiyetli C-reaktif proetin (hs-CRP)yüksekliği
3. Homosistein
4. Hamilelik döneminde preeklampsi yaşamış kadınlar
5. Aşırı alkol tüketimi
6. Otoimmün hastalıklardır.

Koroner Arter Hastalığında Şikayetler Nelerdir?

1. Ağrı, genellikle göğüs üzerinde basınç yanma şeklinde tarif edilir. Boyuna omuza çeneye sırta karnın üst bölgesine veya kollara yayılabilir. Ağrı genellikle eforla (özellikle soğuk havalarda merdiven ve yokuş çıkmakla) olur. Durup dinlenmekle bir iki dakika içinde geçer.
2. Çarpıntı
3. Egzersizle oluşan solunum zorluğu, ağrı veya dinlenme ile geçebilir.
4. Sempatik sistem uyarısı ile terleme
5. Bulantı
6. Azalmış egzersiz toleransı

Şeker hastası olanlar ve yaşlı hastalarda halsizlik solunum zorluğu bulantı gibi.atipik belirtiler daha sık görülür. Ayrıca şeker hastalığında sinir uçları ağrıyı yeterince iletmediği için şeker hastaları ağrı hissetmeyebilirler. Buna “sessiz iskemi” denir.

Koroner Arter Hastalığında Tanı

Genellikle stres veya egzersizle ortaya çıkan, nitratlar veya istirahatle düzelen göğüs ağrısı, ağrı veya stres testi esnasında EKG veya sintigrafide iskemi bulgularının saptanması, koroner anjiografide koroner arterlerde önemli daralma veya tıkanıklıkların görülmesi ile teşhis konulur.

Elektrokardiogram (EKG), kalbinizin elektriksel aktivitesini istirahat anında kaydeder. Egzersiz anında yapılmasına stres test denir. Her iki test kalbinizin oksijen azalmasında doğru çalışıp çalışmadığını gösterir.

Egzersiz talyum test, nükleer stres test olarak da bilinir. Test için radyoaktif bir madde olan talyum kana verilir ve kalp tarafından tutulması gözlenir. Zarar gören yada ölen kalp kası veya daralan bir damar nedeni ile maddeyi yeterince tutamaz.

Ekokardiyografi, ses dalgaları ile kalbin çalışması ve kan akımı izlenir. Koroner anjiyografide hasta bir ilaçla sakinleştirildikten sonra bir boya kan akımınıza enjekte edilir bu sırada doktor röntgen ile canlı olarak kalbinizin arterlerini kapakçıklarını ve kan akımını izler. Tıkanma olup olmadığını ve derecesini saptar. Bu yöntem genellikle ne tür bir tedavi uygulanması gerektiğinin saptaması için kullanılmaktadır.

Pozitron emisyon tomografi (PET) vücutta belli elementlerin enerjisi saptanarak kalp kasının canlı olduğu ve çalıştığını aynı zamanda gelen kanın yeterli olup olmadığını kontrol edilebilir.

Koroner anjiyografi: Bir kamera ile koroner damarlarınızın incelendiği hareketli röntgen film çekimidir. İşlem kateter laboratuvarında uygulanır. Doktorunuz kolunuzdaki veya bacağınızda büyük atar damarların birine ince küçük bükülebilir bir katateri yerleştirerek koroner arterlerin çıktığı aort damarına kadar ilerletir. Kateterden koronerlere boyalı bir madde verilir. Bu arada çekilen filmde koroner damarlarınızda hangi bölgelerinde ne kadar darlık olduğu tespit edilebilir.

Koroner Arter Hastalığında Tedavi Yöntemleri

1. Önleme-önlem almak
Sigarayı bırakmak
Tansiyon, kolesterol ve şeker hastalıklarını tedavi etmek
Düzenli egzersiz, özellikle yürüyüş yapmak
Düşük yağlı, düşük tuzlu ve meyve, sebze, tahıl ağırlıklı beslenmek
Kiloyu vücut kitle indeksi 23-25 kg/m2 arasında olacak şekilde dengelemek
Stresi azaltmak

2. Girişimsel işlemler
Balon veya stent: Aynen koroner anjiyo gibi kol veya kasık damarından kateter aracılığıyla girilip damarlardaki darlıklara balon veya stent yapılarak damarların açılması sağlanır. Tek başına balon artık günümüzde çok nadir kullanılmaktadır. Damarın, damardaki darlığın ve diğer risk faktörlerinize bağlı olarak doktorunuz ilaçsız veya ilaçlı stent kullanabilir. Günümüzde stentlerdeki en ciddi sorun yeniden tıkanma ihtimalleridir. Bunun için stent yapılan hastalarda ömür boyu kan sulandırıcı (pıhtı engelleyici) ilaçlar kullanmak gerekir. Bypass ile kıyaslandığında yeniden anjiyo veya yeniden girişim olasılığı stentlerden sonra çok daha fazladır.

Koroner arterdeki darlığın stent ile açılması

Kimlerde Stent Uygulanır?

1. İlaç tedavisi ve aldığınız önlemlere rağmen şikayetleriniz devam ediyorsa
2. Göğüs ağrısı yakınmanız giderek artıyorsa
3. Kalp krizi geçirip acil hastaneye gelmişseniz stent sizin için uygun bir tedavi seçeneği olabilir.

Kimlerde Koroner Bypass Ameliyatı Gerekir?

1. Sol ana koroner damarınızda tıkanıklık varsa
2. Kalbin kasılma kuvveti (EF) azalmışsa
3. Yaygın damar hastalığı varsa
4. Şeker hastalığı varsa
5. Kalp damarları inceyse koroner bypass ameliyatı sizin için uygun bir tedavi seçeneği olabilir.

Stent mi, Koroner Bypass mı?

Stent kalp krizi geçirmekte olan bir hastada veya kalbinde tek damarda tıkanıklık yaşanan hastalarda tercih edilebilecek bir yöntemdir.
Bypass ise; özellikle çoklu damar tıkanıklıklarında tercih edilen tedavi yöntemidir.

Koroner Arter Bypass Cerrahisi

Bypass ameliyatı göğüsten, koldan alınan atardamar veya bacaklardan alınan toplardamarların kalbin tıkanmış olan koroner damarına takılması işlemidir. Bu girişim sonrasında tıkalı damardan geçemeyen kan akışı yeni takılan damarlardan geçerek kalbi besler.

Bu operasyon çoğunlukla bir açık kalp ameliyatı gerektirir; yani insan kalbi ve akciğerleri tamamen durdurularak kalbin üzerinde daha rahat çalışma olanağı sağlanır ve bu esnada beyin ve diğer organların kan ve oksijen ihtiyacı vücut dışında bulunan bir yapay ‘kalp-akciğer’ makinesi sayesinde karşılanır. Alternatif olarak kalp durdurulmadan çalışan kalpte de bu işlem yapılabilir. Ancak bir çok klinik araştırma çalışan kalpte yapılan ameliyatların uzun dönem sonuçlarının duran kalpte yapılan ameliyatlara kıyasla daha iyi olmadığını göstermiştir. By-pass ameliyatında kullanılan damarlar, bacak toplardamarı (safen ven), göğüs ön duvarını besleyen atardamar (internal mamarian arter, IMA) veya kol atardamarı (radyal arter) olabilir. Bunların seçimi hastadan hastaya değişkenlik gösterir. Genelde atardamarların (IMA ve radyal arter) uzun dönemde açık kalma şansı toplardamarlara (safen ven) oranla daha yüksektir. En çok kullandığımız damar göğüs damarıdır. Bu damar sağ ve sol olmak üzere iki tanedir. İkisi de bypass amaçlı kullanılabilir. Ancak şeker hastaları, KOAH hastaları ve aşırı kilolu hastalarda bazen tek taraflı kullanmak gerekebilir.

Minimal İnvaziv Koroner Arter Bypass Ameliyatı

Daha az invaziv bir cerrahi tekniktir. Kesi yeri daha küçüktür, göğüs ön duvar kemiği (iman tahtası) kesilmez ve işlem kalp çalışırken yapılabilir. Bu komplikasyon risklerini de azaltır. İşlem hastanın kendine gelme süresini ve masrafları da azaltacaktır. Bu operasyon yalnızca bu ufak kesi ile bypassın yapılabileceği genellikle kalbin ön inen dalındaki (LAD) darlıklarda , risk ve komplikasyonları düşük hastalarda uygulanabilir.

Robot Destekli Koroner Bypass Ameliyatı

Robot destekli koroner bypass ameliyat MIDCAB (damarı elle dikmek) veya TECAB (damarı tamamen robotla dikmek) olmak üzere iki türlü yapılır. Her hasta için uygun değildir. Kalbin ön yüzündeki LAD diye adlandırılan kraliçe damara bypass yapmak için kullanılır.

Merkezimizde ayrıca bacaktan ve koldan damar çıkartmak için endoskopik damar çıkartma (EVH) yöntemi kullanılmaktadır. Türkiye’de ilk ve en büyük seri merkezimize ait olup bugüne kadarki toplam sayı 400’ü geçmiştir.

Koroner Bypass Ameliyatı Ne kadar Sürer?

Koroner bypass ameliyatları yapılan bypass sayısına göre değişmekle beraber ortalama 2 ila 4 saat arasında süren ameliyatlardır.

Koroner Bypass Ameliyatı Sonrası Yoğun Bakım

İlk 24 saat kanama ve ritim bozukluklarının en sık görüldüğü dönem olduğu için bypass ameliyatlarından sonra hastalar yaklaşık 24 saat yoğun bakımda takip edilmelidir.
Ameliyattan sonra hastalarımız bir gün yoğun bakımda kalır ertesi gün servise çıkarlar servise çıktığı gün kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılayabilir. Yemeğini yer yüzünü yıkar dişini fırçalayabilir ve aynı gün ayağa kalkıp oda içinde veya serviste yürür.
Ameliyatın üçüncü günü genellikle hastalarımız merdiven çıkar ve banyolarını yapar. Herhangi bir sorun yoksa hastalarımız 4. 5. günde taburcu olur. Taburculuk sürecinden sonara evde gerekli takipleri yapıp olumsuz bir durum varlığında mutlaka bizi uyarmaları gerekir.

Koroner Bypass Ameliyatının Riskleri Nelerdir?

Dünyada tüm ameliyatlar içerisinde en çok yapılan ameliyatlardan biridir. İyi merkezlerde yaklaşık %1 risk ile yapılır. Ölüm riski dışında en sık karşılaşılan komplikasyon felçtir ve %1-2 oranında görülür..
Ülkemizde sadece bypass değil tüm kalp ameliyatlarının sonuçlarını kamu ile paylaşan tek hastane Acıbadem hastanesidir ve Bypass ameliyatındaki başarı oranı %99’un üzerindedir. Felç oranımız ise %1’in altındadır.

Bypass ameliyatları esnasında ve sonrasında genellikle yüksek miktarda kan ve kan ürünü kullanılmakta olup Acıbadem hastanesinde bypass ameliyatı olan hastaların yaklaşık %90’ında kan kullanılmamaktadır. 20 yılı aşkın bir süredir kan kullanmanın olumsuz etkileri konusunda yayınlanmış bir çok çalışmamız vardır ve artık güncel tedavi kılavuzlarında da kan kullanmanın kesin zararları gösterilmiş ve kan kullanılması kısıtlanmıştır.

Koroner Bypass Ameliyatı Sonrası

Bypass ameliyatından sonraki hedef hastanın bir an önce günlük yaşama geri dönmesidir. Bu amaçla tüm dünyada hızlandırılmış iyileşme “Fast Track Recovery” protokolünün öncü kurumlarından bir tanesi Acıbadem hastanesidir. Bu sayede hastalarımız yoğun bakımda bir günden az kalmakta, 3.gün merdiven çıkarttırılmakta; 4 – 5 gün içerisinde taburcu edilmektedir.

Koroner Bypass Ameliyatı Sonrası Oluşabilecek Komplikasyonlar

Bypass Ameliyatı sonrasında kanama, yeniden ameliyat, felç, enfeksiyon ve ritim bozukluğu gibi komplikasyonların yanı sıra uykusuzluk, iştahsızlık gibi sorunlar da gözlenmektedir.

Koroner Bypass Ameliyatı Sonrası Evde Bakım

Bypass Ameliyatı sonrası hastalar evde özel bir bakım ihtiyacı hissetmezler. İlk 1 ay hastaların tansiyon, nabız, kilo ve ateş takiplerinin düzenli yapılması önerilir. Şeker hastalığı bulunanların günlük şeker seviyelerine bakmaları gerekmektedir. Evdeki ilk günlerinden itibaren; gittikçe artan tempoda yürüyüş yapmaları ve eskisine nazaran hareketli bir yaşam sürdürmeleri önerilmektedir.

Koroner Bypass Ameliyatı Sonrası Yaşam

Hastalarımızın bilmesi gereken şey, ameliyat sonrasında eskiye göre çok daha sağlıklı olduklarıdır. Damar sertliği yaygın bir hastalık olduğu için hastalarımız kendilerini damar sertliğine karşı korumalıdır; bunun için tansiyon, şeker, kolesterol, takibinin yanı sıra sigara içilmemesi ve haftada en az 5 gün birer saat düz yolda yürüyüş yapmaları önerilir.

Koroner Bypass Ameliyatı Sonrası Cinsel Yaşam

Bypass ameliyatı sonrasında hastalar kendilerini hazır hissettiklerinde cinsel yaşantılarına başlayabilir. Ancak özellikle ilk 2 ay içerisinde önerilen kendileri için pasif pozisyonları tercih etmeleridir. Bypass ameliyatı olan hastaların hekimlerine danışarak erektil disfonksiyon ilaçları kullanmasında da sakınca bulunmamaktadır.

Koroner Arter Hastalıkları Tedavisi hakkında
soru ve yorumlarınızı bizimle paylaşın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

316 thoughts on “Koroner Arter Hastalıkları Tedavisi

  1. SEGMENTER DEĞERLENDİRME:
    Olgunun koroner arter kalsiyum skoru 0 ölçülmüştür. Bu değer tek belirleyici kriter olmamakla birlikte yaş grubundaki olgu koroner arter hastalığı açısından düşük riskli gruba girmektedir.
    Koroner arter sistemi sağ dominansi göstermektedir.
    (LMCA) Sol Ana Koroner Arter: LMCA: Açıktır.
    (LAD) Sol Ön İnen Koroner Arter:
    Proksimal: Aterom plağını düşündüren hafif duvar düzensizliği izlenmektedir. Orta: Açıktır.
    Distal: Açıktır.
    D1: Açıktır.
    D2: Açıktır.
    Ramus intermediate (RI): Açıktır.
    (LCX) Sirkumfleks Koroner Arter: Proksimal: Açıktır.
    Orta: Açıktır.
    OM1: İyi gelişmiştir. Açıktır. OM2: Açıktır.
    Distal: Açıktır.
    (RCA) Sağ Koroner Arter:
    Proksimal: Aterom plağını düşündüren hafif duvar düzensizliği izlenmektedir. Orta: Açıktır.
    Distal: Açıktır.
    PDA-PLV: Açıktır.
    Koroner Anomali: Yok
    Eş zamanl ıtoraks BT incelemede çıkan aortta hafif anevrizmatik genişleme izlenmektedir. Aort çapı 41mm ölçülmüştür. Aort topuzunda kalsifiye aterom plağı mevcuttur.

    Saygılar.

  2. Hocam merhaba babam 71 yaşında daha önce kalp krizi ve stent geçmişi var. Son zamanlarda nefes sıkışması şikayeti oluşmaya başladı. Bt çekildi sonucu size iletiyorum ne yapmak gerekir. Kendisi iki tane ecopirin ve plavix kan sulandırıcı düzenli kullanıyor.
    Bulgular:Koroner dolaşımda sol dominansı mevcuttur. LMCA açık olup trasesinde kalsifiye-nonkalsifiye plaklar izlenmektedir olup ostium düzeyinde %25-49 darlık izlenmiştir. LAD proksimalde egzantrik kalsifiye plak ve %25-49 stenoz izlenmektedir. LAD proksimalde stent ait olduğu görünüm ve lümende yer yer hipodens dolum defektleri izlenmiştir. LAD D1 dalı gelişkin olup en dar yerinde %25-49’a ulaşan stenozlar mevcuttur. LCX orta kesimden distale uzanan stente ait olduğu düşünülen görünüm izlenmiştir. RCA proksimal segmentte ince kalibrede olup ostiumda yaklaşık %50 darlık mevcuttur. RCA cılızdır. Distal RCX ve PDA belirgin ince olup plaklıdır. Torakal aortta yaygın plak formasyonları izlenmiştir. Akciğer parankiminde respiratuar bronşiolit bulguları ve peribronşial kalınlık artımları izlenmektedir. Myokardiyal bridge saptanmamıştır. Perikardda kalınlaşma ya da effüzyon mevcut değildir. Kalp boşluk boyutları normaldir. Torakal aortta ve Koroner arterlerin trasesinde multipl sayıda kalsifik plak izlenmiştir.

  3. Merhaba hocam Annem 60 yasında kronık kalp ve tıp 2 dıyabet hastası

    LAD proksimal stent içi %40 darlık

    Diogonal D1 stent içi % 40 restenoz darlık mevcut
    İlaçlı balon önerdiler tehlikeli bır durum var
    mı hocam

  4. Hocam merhabalar, Genetik faktorler ve çarpıntı sebebiyle sanal anjiyo işlemi yapıldı. Sanal anjiyo sonucu aşağıdaki gibidir. Aşağıdaki sanal anjiyo sonucundan sonra koroner anjiyo olup sadece LAD mid’te %25-30 görüldü Aklıma takılan konu soft plakların stabilize edilebilmesi yapabileceğim ekstra birşe var mıdır ? Beloc 50 mg Coraspin 100mg kullanıyorum. Sizlerin de yorumlarını alabilirsem çok memnun olurum. Cevabiniz için şimdiden çok teşekkür ederim.

    Sanal anjiyo;

    Hastanın aort kapağı truspit konfigürasyonuna sahiptir. Çıkan Aorta inen trokal aorta kalibrasyou normaldir. Atriyal yada ventriküler boşluklarda dolum efekti yada kitle izlenmedi. Perikardiyal kalınlaşma yada efüzyon mevcut değildir. Kesitler halinde akçiğer parankimde kitle yada inflemasyon lehine bulgu saptanmadı.

    Sol ana koroner arter sol aortik sinusten orjin almakta olup normaldir.
    Lad proksimalinde milimetrik fibrokalsifik aterom plağı mevcuttur fakat darlık saptanmamıştır. Lad orta kesimde pozitif remodeling oluşturan ve içerisinde negatif HU değerleri adına LAD orta kesimde orta derecede stenoza neden olan yüksek riskli plak mevcuttur. Lad’in distal kesimi, septel ve diagonal dallar normaldir.

    Sol sirkumfleks arter ve optüz marjinal dallar normaldir.
    Sağ koroner arter sağ aortik sinüsten orjin almakta olup normaldir.Koroner arterler arasında dengeli dominance mevcuttur. PDA ve PLB normaldir.

  5. Hocam merhaba, babam 71 yaşında daha önce kalp krizi öyküsü olan ve stentleri olan düzenli ecopirin ve plavix kullanan bir hasta. Son zamanlarda nefes sıkışması şikayeti oluşmaya başladı. Kalp için bt çekildi onun sonucu için bir şey yok dendi. Şikayeti devam ettiği için sintigrafi çekildi. Sintigrafi sonucu yorum olarak; inferior-inferoseptal duvar bazalinde reversible perfüzyon azlığı-iskemi ile uyumlu sintigrafik bulgular yazıyor. Bu durumda ne yapmak gerekir?

  6. KOMPLİKASYON:Olmadı.

    SOL VENTRİKÜLOGRAFİ: Yapılmadı.

    LMCA : N

    LAD : Proksimalinde stentler açık

    CX : Proksimalinde %30-40, 3.OM dalı sonrası %100 distali RCA’dan doluyor

    RCA : Proksimalinde instent %80

    Aynı seansta : 6F judkins sağ guiding kullanılarak RCA’daki instent %80 darlığa 3.0x8mm Nc balon, 3.0x12mm Nc balon, 3.75x15mm Nc balon ve 4.0x15mm Nc balon ile dilate edildi. Lezyon %0 oldu. Komplikasyon olmadı.

    6 ay önce RCA’ya stent takılmıştı. Bu sonuçlar 3 gün öncesine ait.
    RCA’da Restenoz mu meydana geldi acaba hocam ?

    RCA’da restenoz mu oluştu acaba ?

  7. Hocam bt anjiyografi sonucum şu şekilde yorumunuz benim için çok değerli.
    Yapılan kalsiyum skorlama incelemesinde Agatston skoru 0’dır.
    Kalp kontur ve büyüklüğü normaldir.
    Kalp boşlukları içerisinde kitle ya da trombüs izlenmedi.
    Aorta ve pulmoner arter çapları normaldir.
    Sağ koroner arterin kalibrasyonu ve lümen içi kontrast doluşu normaldir.
    Kodominansi mevcuttur. PDA RCA dan ,PLB LCX den orjin almaktadır.
    Sol ana koroner arterin kalibrasyonu ve lümen içi kontrast doluşu normaldir.
    LCx kalibrasyonu ve lümen içi kontrast doluşu normaldir.Erken çıkışlı iyi gelişmiş OM1, patenttir.
    LAD Distal kesimde ince kalibrasyonda ve tortiyozedir Bu düzeylerde yumuşak plaklar izlenmiştir. iyi gelişmiş D1 patenttir.

  8. Hocam selamlar. Böyle nitelikte bir hizmet sunduğunuz öncelikle çok teşekkür ederim. Yüksek Tansiyon teşhisinden sonra BT Anjiyo yapıldı. Yaş 45, sigarayı bırakmaya çalışıyorum. Sonuçlar aşağıdadır.
    Tetkik esnasında oluşan ani kardiak ritim hızlanması sebebiyle görüntüler artefaktlıdır ve inceleme optimal değildir. İzlenebildiği kadarı ile; Koroner çıkış anomalisi saptanmamıştır. RCA sağ sinüs Valsalvadan, sol ana koroner arter sol sinüs Valsalvadan orijin almaktadır. Sol ana koroner arter distalde LAD ve Cx dallarına ayrılmaktadır. RCA proksimalinde intimal kalınlaşmalar ve stenoz oluşturmayan küçük kalsifik plak formasyonları görülmektedir. LAD proksimalinde ve D1 dalı proksimalinde lümende en dar yerinde %25-50 düzeyinde darlık oluşturduğu düşünülen segmenter kalsifik plak formasyonları görülmektedir. Klinik gereklilik durumunda kateter anjiografi ile değerlendirilmesi önerilir. Kalp boşluklarının görünümü normaldir. Asenden aorta çapı sinüs valsalva düzeyinde en geniş yerinde 32 mm ölçülmüştür. Görüntü alanına giren akciğer alanlarında yaygın amfizematöz değişiklikler ve yer yer eşlik eden subplevral sekel değişiklikler görülmektedir. SONUÇ: – Koroner çıkış anomalisi izlenmedi. – Suboptimal incelemede tanımlanan KAH bulguları (klinik gereklilik durumunda kateter anjiografi ile değerlendirilmesi önerilir).

    Coversly, Ecopirin, crestor kullanıyorum.

  9. Sonuç ve öneriler:

    LMCA : NORMAL
    LAD: DIOGINAL 1 (D1) DALI HIZASI VE DIOGINAL 1 (D1) DALI OSTEAL %90 (0,0,1) LEZYON
    CX: NORMAL
    RCA: PROKSIMAL %40 LEZYON

    SONUC KORONER ARTER HASTALIĞI
    ONERILER: YOGUN MEDIKAL TEDAVI

    Sayın Hocam, 80 yasında hasta annem. Anjiyo sonucunu değerlendirir misiniz? çok ciddi bir durumdamıyız?

  10. Hocam merhaba. Aşağıdaki sonuçlar babama ait. Yaş 62, kilo normal, 20 yıllık diabet, sigara kullanıyor uzun zamandır. Herhangi bir şikayeti yok terleme dışında. Yapılan kontrolde sonuç böyle çıktı. Koroner bt görüntüleme. Tavsiyeniz ne olur. Teşekkürler

    Kalsiyum skorlama:
    Koroner arter kalsiyum skoru: 37.3
    BT Anjiografi değerlendirmesi:
    Aort kapağı triküspid yapıdadır, koroner arterlere ait çıkım ve seyir anomalisi
    saptanmadı.
    LMA açık ve normal kalibrelidir, darlık bulgusu saptanmadı.
    LAD:
    LAD proksimal(6), orta(7) ve distal(8) segmentleri açıktır, darlık oluşturan plak
    saptanmamaktadır, ince kalibreli üç adet diagonal dal ayrılışı mevcuttur.
    LAD ve LCx arasından ayrılış gösteren iyi gelişmiş ramus intermedius mevcuttur,
    proksimalinde milimetrik düşük yoğunluklu kalsifiye plak izlenmektedir, hafif
    derece darlık oluşturmaktadır.
    LCx:
    LCx proksimal(11), orta(13) ve distal(15) segmentleri açıktır, oklude segment
    izlenmemektedir, LCx proksimalinde birbirine yakın yerleşimli birkaç adet orta
    segmentte de devamlılık gösteren milimetrik plaklar ve hafif derece darlıklar
    izlenmiştir.
    RCA:
    RCA proksimal(1), orta(2) ve distal(3) segmentleri açıktır, SA nodal arter
    izlenmektedir, iyi gelişmiş akut marjinal dal mevcuttur.
    RCA proksimal bölümde kalsifiye milimetrik plak ve hafif derece darlık mevcuttur,
    orta segmentte kalsifik plak ile hafif-orta derece(%45-50) darlık izlenmektedir.
    Distal segmentler açıktır, ince PDA dallanmaları izlenmektedir.
    Kalp, Aorta ve Akciğerler:
    Asendan aorta çapı 30mm ölçülmüştür.
    Parakardiyak alanda mediastinumda gross oluşum saptanmamıştır, akciğer
    parankim sahalarında konsolidasyon bulgusu izlenmemektedir.
    Diastolik fazda sol ventrikül lümen genişliği 35mm, septum kalınlığı 12.5mm,
    serbest duvar kalınlığı 11.7mm ölçülmüştür.

  11. Merhabalar
    Koroner BT anjiografi incelemesinde:
    LAD de %50-70 çap stenozu izlenmiş.

    Anterior mediastende timus kalınlığı 23 mm ile belirgin. Klinik korelasyon ve gereklilik halinde ileri tetkiki önerilmiş.
    Hocam yaş 16 gereken işlem ve bir yol gösterirmisiniz.

  12. Hocam merhaba,
    Yaş :50
    Kan değerlerim normal.
    Efor testi ve Ekoda herhangi bir sorun görülmedi.
    BT Anjiyo raporum aşağıdaki gibi.
    Anjiyo gerekip gerekmediği ve genel durum hakkında değerli görüşlerinizi belirtebilirseniz
    sevinirim.
    Bulgular:
    Kalsiyon Agatstone skoru 90 olarak hesaplanmıştır.
    Sol ana koroner arter normaldir.
    Sol anteriyor desendan arter ve diagonal dalları distale kadar normaldir. Plak ya da stenoz saptanmamıştır.
    _CX ve OM dalları distale kadar normaldir. Plak ya da stenoz saptanmamıştır
    Sağ koroner arter dominantir. RCA proksimalde toplam 5 mm uzunluğunda lümende en dar yaerinde %50 darlıga neden olan genel
    olarak yumuşak karakterde ancak kalsifik alanlar da içeren miks plak izlenmiştir.
    PDA distal dallarina kadar normal olup plak ya da stenoz saptanmamiştır.
    Kalp boşlukrinda kitle ya da trombüs saptanmamıştır. Perikard normaldir.
    Aort kökü ve asendan aorta normaldir. Pulmoner arter çapi normaldir.
    Kesitlere dahil akciğer parankimi normaldir.

  13. Merhaba Hocam

    Bulgular: Kalsiyum skoru: LMCA: 0 Total: 89 CV risk: orta düzeyde LAD: 14 LCX: 18 RCA: 57 0 (plaksız) düşük 1-10 (minimal plak) az 11-100 (orta düzeyde plak) orta düzeyde 101-400(plak) artmış risk >400 (yaygın plak ) yüksek Sağ koroner arter sağ aortik sinüsten orijin almaktadır. Sol ana koroner arter sol aortik sinüsten orijin almaktadır. Sağ koroner dominansi ile uyumlu görünüm mevcuttur. Sol ana koroner(LMA),arter düzeyinde anlamlı darlığa sebep olan plak saptanmadı. Aort ve mitral kapaklar tabiidir. RCA proksimal kesimde %30 ve darlığa yol açan kısa segment mix tip plak izlenmiştir. RCA orta kesimde milimetrik anlamlı darlığa yol açmayankalsifik plaklar izlenmiştir. PDA proksimal kesimde yaklaşık 20 mm lik segmentte lümende yaklaşık %50 darlığa yol açan soft plak izlenmiştir. LAD proksimal ve orta kesiminde birkaç adet anlamlı darlığa yol açmayan kalsifik plak izlenmiştir. LAD D1 dalı proksimal kesimde lümende yaklaşık %20-30 darlığa yol açan kalsifik plak izlenmiştir. LCX orta kesimde yaklaşık 20 mm ek segmentte yaklaşık %50-70 darlığa yol açan soft plak izlenmiştir. Interventriküler septum ve sol ventrikül duvar kalınlığı doğaldır. İnceleme alanına giren akciğer parankim alanlarında nodül parankimal infiltrasyon ya da kitlesel lezyon saptanmadı. SONUÇ: CAD-RADS 3: %50-70 –Orta dereceli stenoz –Fonksiyonel değerlendirme önerilir.

  14. İntravenöz kontrast madde verilerek gerçekleştirilen incelemede;
    Teknik: Tetkik 3 ayrı anatomik bölgeye yönelik elde edilmiş olup, 3D görüntüler oluşturularak değerlendirilmiştir.
    Yapılan kalsiyum skorlama incelemesinde Agatston skoru 0 bulunmuş olup çok düşük koroner arter hastalığı riski ile uyumludur.
    Kalp kontur ve büyüklüğü normaldir. Parakardiak yağ doku kalındır.
    Kalp boşlukları içerisinde kitle ya da trombüs izlenmedi.
    Aorta ve pulmoner arter çapları normaldir.
    Sağ ana koroner arter (RCA) dominanttır. PDA ve PLB RCA dan kaynaklanmaktadır.
    Sağ ana koroner arter (RCA) orta kesiminde anlamlı darlığa yol açmayan yumuşak plak vardır.
    Sol ana koroner arter seyri, kalibrasyonu ve kontrast doluşu normaldir.
    Sol sirkümfleks arter (LCx), ince kalibrede olup rudimenterdir. OM1 dalı vardır.
    Sol anterior desendan arter (LAD), orta kesiminde anlamlı darlığa yol açmayan yumuşak plak D1 ve iyi gelişmiş D2 dalı vardır.
    Önerilerini rica ederim